Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla TCMB’nin para politikasında artan enflasyonu dizginlemek için faiz artırmama kararı, finans sektörüne dahil kamu kuruluşlarının hemen her gün yeni bir karar alarak döviz talebinin önüne geçmeyi sağlamasına yol açıyor. Alınan bu karmaşık ve günübirlik kararlar ekonomide şirketlerin önlerini görme, planlama ve iş yapma alanlarını daraltınca Türkiye ekonomisinde ani duruş riski de artıyor.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) dün aldığı kararlara bugün akşam saatlerinde bir yenisini ekledi. Sermaye kontrollerinin sertleşmesine anlamına gelen ve TL ticari kredilere uygulanacak yeni koşullara göre:
– Döviz varlıklarının TL karşılığı 15 milyon TL’yi aşmayan şirketlere kredi kullanım durumunda döviz varlıklarını 15 milyon TL üzerine çıkarmama şartı getirildi.
– 15 milyon TL üzeri döviz nakdi varlığı bulunan şirketler ise bu varlığı aktifinin ya da satış hasılatının yüzde 10’unu aşması durumunda yeni nakdi TL ticari kredi kullanamayacak.
BDDK’nın bu yeni düzenlemesine göre, bankalar ve finansal kuruluşlar dışındaki, bağımsız denetime tabi şirketlerin (altın dahil, efektif Döviz ile bankalardaki YP mevduat) Türk Lirası karşılığının 15 milyon TL’nin üzerinde olması halinde, bu şirketlerin yabancı para nakdi varlıklarının, en güncel finansal tablolarına göre aktif toplamından veya son 1 yıllık net satış hasılatından büyük olanının %10’unu aşması durumunda, söz konusu şirketlere TL cinsinden yeni bir nakdi ticari kredi kullandırılmamasına karar verildi.
Bu kararla BDDK, iş yapmak için TL kredi kullanmaya ihtiyacı olan şirketler, iç pazara ya da ihracata yönelik satış yapan, bunun için ithal girdi kullanması da gerekli olabilecek firmaların belli büyüklükte olanlarına aslında döviz satmaya zorluyor. Tabi neye göre belirlendiği net olmayan 15 milyon TL kriterine göre.