NATO Genel Sekreteri Stoltenberg ve İsveç Başbakanı Andersson ile görüşen Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsveç’in PKK, PYD ve YPG’ye karşı tavrını değiştirmesini talep etti.
Rusya’nın 24 Şubat’ta Ukrayna’yı işgale başlaması, başta Avrupa kıtasında olmak üzere küresel güvenlik ortamını kökünden değiştirdi. İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde Avrupa’da görülen en büyük savaşın diğer ülkelere ve kıtanın diğer coğrafyalarına sıçrama olasılığı, özellikle NATO üyesi olmayan ülkelerde güvenlik kaygılarını artırdı.
NATO’nun 5’inci Maddesi’nin yarattığı güvenlik şemsiyesinden yararlanmak isteyen ilk ülke, Rusya’yla 1300 kilometre sınır paylaşan Finlandiya oldu. İsveç kamuoyu da Fin komşularını takip etti ve ülkenin 200 yıllık tarafsızlık politikasını sonlandırdı.
Bir ülkenin NATO’ya katılabilmesi için oy birliği, yani mevcut 30 üye ülkenin tümünün onayı gerekiyor. Ancak, NATO’nun iki ülkeyle birlikte genişleme olasılığı Türkiye’nin itirazıyla karşı karşıya.
İki ülkenin resmi başvurusu sonrası iki ülkenin terör örgütlerine destek verdiğini iddia eden Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “NATO’ya Finlandiya ve İsveç’in girmesine ‘Hayır’ diyeceğimizi ilgili arkadaşlarımıza söyledik, yolumuza bu şekilde devam edeceğiz” dedi.
Erdoğan’ın bu tavrıyla ilgili olarak görüşmeler sürüyor. Erdoğan, önce NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ardından İsveç Başbakanı Magdalena Andersson ile telefonda görüştü.
İletişim Başkanlığı, Erdoğan-Stoltenberg görüşmesinde, İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya üyelik talebine dair hususların ele alındığını bildirdi. Açıklamaya göre Erdoğan, görüşmede İsveç ve Finlandiya’nın PKK, PYD, YPG’ye karşı somut ve samimi adımlar atması, savunma sanayisi ihracatında Türkiye’ye yönelik ambargo ve benzeri kısıtlamaları kaldırmayı ve ileride bunlara başvurmayacaklarını taahhüt etmesi gerektiğini vurguladı.
Erdoğan ayrıca Andersson’dan, Türkiye’ye yönelik silah ambargosu ve savunma sanayisi sektörüne yönelik yasal ve fiili kısıtlamaların kaldırılmasının yanı sıra iade ve sınır dışı taleplerinin karşılanmasını da beklediklerini dile getirerek, bütün bu konularda bağlayıcı taahhütleri somut ve net uygulamalarla birlikte görmek istediklerini vurguladı.