Britanya’da hükümet, sert eleştirilerin ve sterlinde görülen düşüşün ardından yüzde 45’lik en yüksek gelir vergisi oranını kaldırma planından vazgeçti.
Britanya Maliye Bakanı Kwasi Kwarteng, “Gelir vergisinde yüzde 45 kesintinin kaldırılmasının ülkenin karşı karşıya olduğu zorluklarla başa çıkma misyonumuzla uyuşmadığına karar verdik. Sonuç olarak, yüzde 45’lik verginin kaldırılmasında ilerlemeyeceğiz. Dinledik ve anladık” dedi.
Vergi indirimlerinde, yılda 150 bin sterlin üzeri kazananlardan alınan yüzde 45’lik gelir vergisinin kaldırılması da bulunuyordu. Bu durum, ülkenin dış borçlanmasının artacağı yönündeki beklentilerle sterlinin güç kaybetmesine neden olup piyasalarda çalkantıya yol açmıştı. Devam eden Rusya-Ukrayna savaşının enerji fiyatlarına etkisi ve resesyon endişeleri de sterlin üzerindeki baskıyı artırmıştı.
İÇİNDEKİLER
Boris Johnson’ın istifasından sonra başbakanlık koltuğuna oturan Liz Truss’ın kurduğu hükümetinin yeni yol haritasına göre, vergilerde tarihi bir indirime gidilecek, borçlanmada 1972’den beri en büyük artış görülecekti.
Truss, vaatlerinde ‘vergileri düşüreceğini’ söylüyordu. Truss’ın rakibi eski maliye bakanı Rishi Sunak’a göreyse ülke ekonomisi henüz buna hazır değildi.
Hükümetin planına göre, yalnızca önümüzdeki altı ay boyunca alınacak borçların toplam tutarı 72 milyar sterlini geçecekti.
S&P, yeni politikalardan ötürü borçlanmanın daha da artacağını öngördüğünden Britanya’nın kredi notunu AA durağandan AA negatife düşürmüştü. S&P, İngiltere’nin önümüzdeki çeyreklerde de teknik bir resesyona gireceğini ve GSYİH’sının 2023’te yüzde 0,5 küçüleceğini tahmin ediyordu.
İngiliz sterlini, yeni politikaların açıklanmasından sonra 1,0350 ile tüm zamanların en düşük seviyesini görmüştü.
Hükümetin yeni mali politikaları, ülkenin dış borçlanmasının yükseleceği yönündeki beklentileri artırarak sterlinin güç kaybetmesine neden olmuştu.
Britanya Merkez Bankası’nın 28 Eylül’deki açıklamasında, “Finansal istikrar hedefi doğrultusunda, Britanya Merkez Bankası, piyasa işleyişini yeniden sağlamaya ve hane halkı ve işletmelerin kredi koşullarına olası bir yayılmaya ilişkin her türlü riski azaltmaya hazırdır” denilmişti.
Bankanın bu amaçlara ulaşabilmesi için 28 Eylül’den itibaren uzun vadeli Birleşik Krallık devlet tahvillerinin geçici alımlarını gerçekleştireceği kaydedilen açıklamada şunlar söylendi: “Bu alımların amacı düzenli piyasa koşullarının yeniden sağlanması olacak. Satın almalar, bu sonuca ulaşabilmek için ne büyüklükte yapılması gerekiyorsa yapılacaktır. Mali Politika Komitesi tahvil piyasadaki işlev bozukluğundan kaynaklı Birleşik Krallık finansal istikrarına yönelik riskleri kaydetti. Kurul aksiyon alınmasını tavsiye etti ve bankanın finansal istikrar gerekçesiyle tahvil piyasasındaki geçici ve hedefli satın alma planlarını acil bir hızla memnuniyetle karşıladı.”
Britanya Merkez Bankası ayrıca, son 27 yılın en sert artırımlarına giderek, faizi iki ay üst üste 50’şer baz puan artırarak 2,25’e yükseltmişti.
Analistler merkez bankasının, ilerleyen dönemde enflasyonu kontrol altına alabilmek için faiz artışlarına devam edeceğini öngörüyor.
Ülkede enflasyon, halihazırda yüzde 9,9’la son 40 yılın en yüksek seviyelerinde seyrediyor.
Reuters’ın önceden aktardığına göre, ekonomistler ve yatırımcılar, üç haftadan kısa bir süredir iktidarda olan Liz Truss hükümetinin, Britanya Merkez Bankası’nın yükselen enflasyonu kontrol altına almak için faiz oranlarını artırmasından sadece bir gün sonra böyle bir planı açıklayarak finansal güvenilirliğini kaybettiğini söylemişti.