Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Yunanistan güvenlik güçlerinin sığınmacıları taşıyan bir botu geri itmesi sonucu 11 kişinin Ege Denizi’nde boğulduğu olaya ilişkin davada, Yunanistan’ın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 2’nci ve 3’üncü maddelerini ihlal ettiğine karar verdi.
AİHM’in yazılı açıklamasına göre, mahkeme Yunan güvenlik güçlerinin davranışlarının sığınmacıların yaşam hakkı ile insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele yasağını ihlal ettiği yönünde karar verdi.
İncelemede görevlilerin sığınmacıların dilini bilmemesi sonucu verilen ifadelerle kayıtlara geçenlerin çeliştiği ortaya çıktı.
Mahkeme, Yunan güvenlik güçlerinin sığınmacılara can yeleği vermediği, bottan tahliye etmek için daha büyük bir tekne çağırmadığı ve olayın yetkililere gecikmeli olarak bildirildiğini tespit etti.
Hayatta kalan sığınmacıların çok sayıda güvenlik görevlisinin önünde açık alanda soyunmaya zorlandığına işaret eden mahkeme, sığınmacıların insani muamele haklarının da ihlal edildiğini bildirdi. Mahkeme ayrıca, hayatta kalan sığınmacıların karaya çıkartıldıktan sonra da kötü muamele yasağının ihlal edildiğini belirtti.
Öte yandan, mahkeme, Yunan güvenlik güçlerinin olaydaki ihlalleri sebebiyle Yunanistan makamlarını toplamda 330 bin avro (5 milyon 794 bin 112 TL) tazminata mahkum etti.
İÇİNDEKİLER
Mahkeme kararında yer alan bilgilere göre Yunan sahil güvenlik ekipleri, 20 Ocak 2014’te aralarında Afganistan, Suriye ve Filistin’den sığınmacıların bulunduğu bir bota müdahale etti.
İfadelere göre Yunan yetkilileri, botun sığınmacıların hareket etmesi sonucu alabora olduğunu açıklarken olaya tanıklık eden bir sığınmacı, botu çeken teknenin fazla süratli ve çekiş halatının kısa olduğunu, Yunan güçlerinin ipi kesmesi üzerine botun battığını söyledi.
Bottan kurtulmayı başaran sığınmacılar ise botun batmasının ardından göçmenlerin bebekleri göstererek yardım istedi ancak ifadelere göre Yunan sahil güvenlik ekipleri küfür ederek karşılık verdi.
Hayatta kalanlar, kurtarıldıktan sonra güvenlik güçleri tarafından olayı anlatmamaları için tehdit edildiklerini söyledi.