Vodafone Türkiye, 5G ve fiber teknolojilerinin ülke ekonomisine katkılarını analiz etmek amacıyla hazırladığı iki farklı çalışmanın sonuçlarını paylaştı.
Vodafone, Deloitte işbirliğiyle hazırladığı ‘Yeni Nesil Bağlantının Gücü: 5G Teknolojisinin Türkiye İçin Ekonomik ve Sosyal Faydaları’ isimli çalışma ve Politika Analiz Laboratuvarı (PAL) işbirliğiyle hazırladığı Etki Analizi Çalışmasıyla Türkiye’nin dijital haritasını çıkardı. 5G ve fiber teknolojilerinin ülke ekonomisine katkılarını analiz etmek amacıyla yapılan çalışmaların sonuçları Vodafone Türkiye CEO’su Aksoy ve Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Hasan Süel’in katılımıyla düzenlenen toplantıda paylaşıldı.
5 yılda 21 milyar TL’lik GSYH etkisi
2023’te GSYH’de yüzde 1 büyüme bekleniyor
83 ülkede 209 operatör, 5G hizmetlerini başlattı
Araştırma sonuçlarına ilişkin bilgi veren Aksoy, ekonomik kalkınma ve küresel rekabetin ortasında dijitalleşmenin bulunduğuna işaret ederek, dijital dönüşümün, ekonomilerin ve toplumların dayanıklılığı için en önemli unsur olduğunu söyledi.
Dünyada 5G yatırımlarının hızla devam ettiğine dikkat çeken Aksoy, bugün 83 ülkede 209 operatörün 5G hizmetlerini başlattığını, 2021’in sonunda 521 milyon kullanıcıya ulaşan ve dünya nüfusunun yüzde 15’ini kapsayan 5G ağlarının 2027 sonunda yüzde 75’lik kapsama oranına sahip olmasının beklendiğini bildirdi.
5G teknolojisinin Türkiye’de hayata geçmesiyle 15 yılda 1 trilyon TL’yi aşkın gelir artışı ve 479 milyar TL GSYH artışı beklendiğini söyleyen Aksoy, “5G’nin 1 yıl gecikmesi ise 120 milyar TL’lik bir faydadan mahrum kalmak anlamına geliyor. 5G ihalesinde bugünden hazırlıklar başlamalı, frekanslar tahsis edilmeli. 5G’de somut adımlara ihtiyacımız var. Burada bir adım atılmayacaksa sektörün ihtiyacı olan ara frekanslarda ihaleye çıkılarak, 5G’ye hazırlık sürecinde bu şekilde ilerlenebileceğini düşünüyoruz.” ifadelerini kullandı.
“5G’ye öncelik verilmeli”
Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Hasan Süel de 5G ve fiber teknolojilerinin arzu edilen ekonomik etkiyi ortaya çıkarabilmesi için atılması gereken politika adımlarına dikkat çekti.
Dijital ekonomi çerçevesinde veri trafiğinin sürekli arttığını belirten Süel, şunları kaydetti: “Operatörler olarak, yaptığımız şebeke ve frekans yatırımlarıyla bu trafiğin aksamadan sürmesini sağlayan temel aktörler konumundayız. Zorlayıcı makroekonomik koşullarda bu yatırımları sürdürebilmek için sektörde süregelen sorunların çözülmesine ve yatırımları destekleyici politikalara ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. Dünyada 5G konusunda yatırımlar hızla devam ediyor ve görüyoruz ki kamu politikaları ile bu teknolojinin başarısı arasında doğrudan bir ilişki var. Dünyadaki uygulamalarda, Spektrum tahsislerinin zamanında ve yeterli miktarda planlanması, altyapı kurulumlarını hızlandıracak düzenleyici çerçevenin oluşturulması ve teşviklerle altyapının yaygınlaşması kritik politika adımları olarak öne çıkıyor. Ülke kaynaklarının daha verimli kullanılabilmesi için yeni teknolojilerden mümkün mertebe faydalanmak gerekiyor. Bu nedenle 4.5G’ye daha fazla yatırım yapmak yerine, dünyadaki eğilimi takip ederek daha verimli olan 5G’ye öncelik verilmesinin, buraya yatırım yapılmasının yararlı olacağını düşünüyoruz. Spektrum kaynaklarının yatırımı teşvik eden yetkilendirme süreçleri ile tahsis edilmesi çok kritik. Spektrum kaynaklarının asimetrik dağılımına sebep olan ve teknolojiye uzun vadeli yatırım yerine spektrum kaynağına ödenen bedellere odaklanan yetkilendirmelerin, sektörün gelişimini ve teknolojilerin yaygınlaşmasını engellediğini dünya örneklerinde de görüyoruz. Bu doğrultuda pazarda etkin rekabetin sağlanması ve büyük yatırımların teşvik edilmesini sağlayacak politikalar ile ülkemizin hızla yeni teknolojilerle buluşması sağlanmalı.”
“Lisans yenilemede makul koşullar sağlanmalı”
Mobil elektronik haberleşme sektörünün diğer altyapı sektörleri gibi yoğun sermaye yatırımı yapılması gereken bir sektör olduğunu ifade eden Süel, altyapı sektörlerinde faaliyet gösteren yatırımcıların yatırım iştahının, öngörülen işletme süresi ve belirliliğe göre değişiklik gösterdiğini dile getirdi. Süel, “Bu sebeple, lisans yenilemesine ilişkin sürecin uygun koşullarla belirlenmesi bizim için önemli. Sona erecek olan imtiyazların yakın zamanda tıpkı limanlarda olduğu gibi devam eden diğer yetkilendirmeler dikkate alınarak, ihalesiz ve makul koşullarda uzatılmasının uygun olacağını düşünüyoruz.” dedi.
Süel, elektronik haberleşme sektöründeki serbestleşmenin başlangıcı üzerinden uzun yıllar geçmiş olmasına rağmen özellikle sabit genişbant hizmetleri açısından rekabetin geliştirilmesi ihtiyacının devam ettiğini de aktardı.